Loryma Günleri
Herkese iyi günler.
Milyonlarca kayayla kaplı sarp yamaçlar, devleşmiş zeytin ağaçları, terk edilmiş taş evler ve keçi sürüleri...
Badem ağaçları ve makilikler altına gizlenen antik kent kalıntıları size hoş bir sürpriz yapar. Marmaris’ten Bodrum’a giden teknelerin konaklama duraklarından Bozukkale ve antik çağdaki adıyla Loryma antik kent kalıntıları, koyun giriş noktasında makilikler arasında oldukça iyi durumdadır.
M.Ö. 10. yüzyılda Rodos Peraiası’nın (Karşı Yakası) merkezi olan Loryma antik kenti hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Karşılıklı surlarla dikdörtgen şeklinde uzanan kalenin dokuz kulesi vardır. Kale, kule ve burçlarıyla gayet iyi korunmuş sağlam bir durumdadır. Kaleye ‘bozuk’ sözünün yakıştırılmış olmasının kalenin bir yanının eksik oluşu ile ilgili olduğu söylenir. Bozukkale koyunda genellikle mavi yolculuk tekneleri ve yatlara hizmet veren birkaç lokanta bulunur. Bugün size bu koyda bulunan bir restoranı tanıtacağım.
Bu koy içerisinde konuşlu ve en uzun iskeleye sahip, Loryma restoran. İskele uzunluğu toplam yetmiş metre. Restoran bir aile marifeti ile işletiliyor. Dört kardeş; amcaları, babaları ve dışarıdan iki/üç eleman ile ile birlikte hizmet üretiyor. Takdir ettiğiniz gibi bu koya yol bulunmamakta. Elektrik yok. Su yok. En yakın yol Serçe limanında. Serçe limanından gelen lojistik ihtiyaçlar tekne ile koya transfer ediliyor. Bu vesile ile, bünyelerine bir adet piyade tekne de katmışlar.
Restoran, koy içerisinde kuyudan su bulmuş. Elektrik ise güneş enerjisinden istifade ile sağlanıyor. Deniz üzerinde yemek yiyebileceğiniz oldukça geniş bir çardak bulunuyor. Plaj şahane. Şezlong ve şemsiyenler mevcut. Deniz kristal. Ekip, güleryüzlü. Tatilinizi rahat bir şekilde geçirmeniz için ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar. İskele ücretsiz. Tonozlar ücretsiz. Mükemmel bir konaklama yeri. Akşam saatlerinde ve/veya erken saatlerde kekik, ada çayı, keçi boynuzu, incir toplayabiliyorsunuz. Arazi oldukça taşlık. Ayakkabı giymek kaydı ile tracking faaliyetleri de gerçekleştirebilirsiniz. Terlik kullanmayın. Geçen hafta düştüm. Üzülürsünüz sonra.
Bu tarz işletmeler bünyelerinde palamar faaliyeti amaçlı personel görevlendirirler. Bu palamarlar, koya tekne girince, tonoz halatının başına geçer, el de bir flama sallar durur. Flama sallaması, sizi davet ettiği anlamına gelmektedir. Bu sayede iskelede konaklayan tekne sayısını arttırmayı hedeflerler. Loryma restoran’da böyle bir uygulama yok. İşletme sahibine sordum, “Neden?” diye.. “Bayrak sallayınca mı geliyorlar” diye sordu, bana. “Bizi bilen gelir zaten.” diye de ekledi.
Bozukkale koyuna girdiğinizde tam karşınızdaki restoran Loryma. İskeleye bağlamak istemez iseniz, alarga da tonoz imkanıda ücretsiz bir şekilde sunuluyor.
Birazda menüden bahsedelim. Günlük balıkları elbette sormanız gerekiyor. Menüler oldukça doyurucu. Zeytin yağlılar 20 TL. Karışık aldığınız takdirde, hatırı sayılır bir indirim de yapıyorlar. Menü fiyatlarını yazmadım. Ancak fiyatlar için oldukça uygun diyebilirim. Kara yolu olan restoranlardan bile ucuz. Kaldı ki, tüm malzeme amfibik bir harekat ile Serçe limanından getirilmekte. İşletme sahipler, çöpünüzü bile alıyor. Bu çöpleri, piyade teknesi ile Serçe limanına götürdüklerini düşündüğümüzde, vermiş oldukları hizmetin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz.
Loryma Restoran menüsü bayağı zengin. Başlıca kalemleri aşağıda yazdım.
Kalamar ızgara
Kalamar tava
Ahtapot ızgara
Balık buğulama (kırmızı/beyaz sos ile)
Karides güveç
Karides (tereyağ, sarımsak ve biberli sos ile)
Çeşitli böcekler (sorunuz)
Çeşitli Balıklar
Kuzu şiş
Kuzu güveç
Tavuk şiş
Köfte
Patates kızartması
Sigara böreği
Şakşuka
Patlıcan köz
Semiz otu
Haydari
Kuru Cacık
Acılı Ezme
Peynir
Patates Salatası
Borani
Deniz börülcesi
Şimdi de; Loryma restoran ekibini biraz tanıyalım.
Bekir bey; kardeşlerin en küçüğü. Aynı zamanda işletmenin sahibi. Genel koordinasyon, lojistik ve palamar faaliyetleri ile tüm idari faaliyetleri yürütüyor. Mustafa bey, ortanca kardeş. Yıllarca Bozburun’da restoran işletmiş. Konuya ve mutfağa oldukça hakim. Okulların tatil olması münasebeti ile, eşi ve oğlu Arda'da da yanında. Görevleri paylaştırıyor, elemanları takip ve kontrol ediyor. Aşçılık faaliyetleri ile birlikte tüm mekanik ve lojistik faaliyetlerden sorumlu. Neredeyse hiç boş vakti yok. Muammer bey, işletmenin aşçısı. Aynı zamanda amcaları oluyor. Göbeği her daim önde gidiyor. Kolayca farkedersiniz. Biraz paralanayım, dişlerini yaptıracağım. Bir kaç eksiği var, umursamıyor. Havva, kardeşlerin ufağı. Genel hizmet, bakım tutum ve hijyen faaliyetleri ondan soruluyor. Ayşegül, kız kardeşlerin büyüğü.. Tesisin tüm bulaşık faaliyetlerini hallediyor. Ekmek imalatı ondan soruluyor. Boş zamanlarında kekik topluyor. Sabah erken saatlerde, sırtında otuz kg’lık çuval ile kekik taşırken görebilirsiniz. Ali İhsan adında bir oğlu var. Yaz tatilinden istifade ile garsonluk faaliyetlerine Ali İhsan’da destek veriyor. Bu işletme de herkesin aynı zamanda garsonluk yaptığını ifade etmek, çokta yanlış bir söylem olmayacaktır. Herkes, hemen hemen her işe koşturuyor. Ve, Ali İhsan. Babamız. Elinden geldiği her işe koşturuyor. Bir gün sintine boşaltır, bir gün palamar alır/verir. Plaj ile ilgilenir. Joker bir eleman. En önemlisi de, sürekli güler. Kızıp, kızmadığını anlayamazsınız. Ailenin yüzünün gülmesinin yegane ve tek kaynağı belki de kendisidir. Devrim ve Umut’ta kardeş. Ancak aileden değil. Birisi barmenlik ve garsonluk yaparken, diğeri de piyade teknesinden istifade ile personel transferleri ile nakliye hizmetlerini yürütmekte.
Geçen ay içerisinde yaklaşık on gün kaldım Bozukkale’de. Canım sıkıldı, tek çıkacaktım. Pamir Ege gelmek isteyince, birlikte çıktık. Yine akşam saatlerinde girdik Bozukkaleye. İkinci gün sonunda Pamir Ege arızaya başlayınca, ertesi gün gönderdim, Marmaris’e. Mustafa'nın Marmaris’te işi varmış. Ufak bir kayık ile Serçe limanına geçecekmiş. Oradan da arabayla Marmaris. Sağolsun, Pamir Ege’yi de eve kadar bırakmış. Biz de kaldık yalnız. Vakit geçmiyor. İlk üç gün serin ve yağmurlu idi. Bolca balık avladım. Üç, dört tane Balon takıldı. Koyu istila etmişler. İki kilonun aşağısında hiç çekmedim. Gece kalamar aradım. Denk gelmedi. Lakin sabah 07-09 saatleri arasında bayağı kalamar aldım.
Üçüncü günden sonra, garsonluk yapmaya başladım. Dördüncü gün bulaşıklara yardım ettim. Palamar alma ve verme işlemlerinde ise, ekibin doğal üyesi idim. Beşinci gün sonunda bazı tekne sahipleri; işletmenin sahibi olup, olmadığımı sormaya başladılar. Ben de onlara; “Yok öyle bir şey, ben de sizler gibi müşteriyim.” dedim. Ertesi gün yine bir amfibik harekat ile, Annem, Feride ve çocuklar da gelince, biraz çektim kendimi geriye.
Çocuklar gelince, şenlendi ortalık. Hava da düzeldi. Bolca denize girdik. Tekneden de girme şansınız var, plajdan da. Biraz daha Balon tuttuk. Biraz da kalamar. Onuncu gün sabahı ayrıldık.
Loryma restoran’a gün içerisinde de kaçamak bir gezi yapabilirsiniz. Tek yapmanız gereken, Bekir ve/veya Mustafa'yı aramak. Serçe limanına arabayla gelin. Önceden koordine ederseniz, sizi Serçe’den tekne ile alabilirler. Bir tam günü, bakir bir koyda geçirme şansınız olabilir. Ya da kampçılar, çadır sevdalıları. Mutlak suret ile İletişime geçin. Yıllanmış zeytin ağaçlarının gölgesinde çadır kurup, kamp yapmak istiyorsanız, ertelemeyin. Elektrik, su ve tuvalet probleminiz de bulunmamaktadır. Biz tekne ile yaklaşık dört saatte gidiyoruz. İlle de “Sizinle gitmek istiyoruz.” diyenlerdenseniz, sıkıntı yok. Arayın, bir çözüm üretelim.
Bensiz giderseniz, mutlak suret ile selamımı iletin, dostlara...
Saygı ve sevgiler.