Kaptanlık Hizmetimiz
Efenim; bu hafta da, güzel bir kayığa kaptanlık yaptık. Tekne sahibinin oğlu ve üç arkadaşı ile yaklaşık üç gündür denizler deyiz. Bu satırları, Dirsek koyundan yazıyorum. Arka bahçemizin genel görünümü aşağıdadır.
Bu keyifli ve oldukça genç ekip ile Orhaniye Martı marinadan yola çıkmıştık. Teknemizin marinadaki görüntüsü aşağıdadır.
İlk gecemizi Kocabahçe koyunda Mehmet ağabey'in mekanında geçirdik. Mehmet ağabey; işletmenin sahibi olup, ister tonoz, isterseniz iskeleye bağlama hizmeti de veriyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde; masamızı ziyaret ederek, bir çok ikramda da bulunan Mehmet ağabey, ısrarlarımız üzerine, bizi kırmayarak, zeybek dahi oynadı. Efe'nin levrek ile imtihanı aşağıda olduğu gibidir.
Ertesi gün, demir alarak Ada boğazı mevkinde çıma tuttuk. Anılan mevki de, tüm tekneler Akdeniz usulü bağlanmış, içlerinden bir tanesi ise, alargada salınıp, yaklaşık üç teknelik yer kaplıyordu. Niyetini sorduk, iki saate gideceğim dedi. Salma dairesinden uzak kalacak bir mevkiye demir atarak Akdeniz usulü bağlandık. Bolca denize giren ekip, basket maçı yapmayı da ihmal etmedi. Görüntüler aşağıdadır.
Ertesi gün demir alarak yelken yaptık. Akşam Söğüt iskeleye yanaştık. Draftımız fazla. Çımacı; cüssemize bakmadan, sığ olan bir yer gösterdi. Kontrollü yanaşarak, tonozu bağladık. Çocuklardan birini, dümen palasının kontrolü için suya attık. Yaman; pala ile zemin arasında bir karıştan az mesafe olduğunu, zemindeki taşları temizleyip, temizlememesi gerektiğini sordu. Riske atmamak için avara ederek, farklı bir yere yanaştık. Çımacıyı bir kez daha uyardım. Geçen geldiğimde de, benzer bir vurdum duymazlığı olmuştu.
İlerleyen saatlerde, yeni model bir tekne yanımıza yanaşırken tonoz halatını baş pervanesine dolaştırdı.
Tonoz halatını, baş tarafa götürürken, sahil bağlantısını suya bırakarak götürmek gerekir. Bu sayede; halatın batması sağlanarak, salma, pervane ve pala'dan nete olması sağlanır. Bizim hızlı gonzalez, -yan teknedeki çımacı- tonozu taşırken, sahil bağlantısını suya yatırmadı. Tekne üzerinde kaldı. Fark ettiğinde, hepsini suya attı. Ancak teknenin yakışıklı kaptanı, baş pervaneye basınca olanlar oldu. İlkin de; anlamsız bir ses gelmesine rağmen, üç defa baş pervaneye bastı. Sonuş; baş pervane gümledi. Bu kaptan ile çımacının birbirlerini nasıl bulmuş oldukları ise, ilerleyen saatlerde ortaya çıkacaktı. Nasıl mı?
İlerleyen saatlerde tekneye üç bayan getirdiler. Hanımlar gerçekten "bayan" cinsten. Bir anda güzelim tekne pavyon haline dönüştü. Bangır, bangır müzik. Oynaşmalar ise, iskelede başladı. Dedim ki, bunlar denizci değil, tarlacı. Çiftçi desem, çiftçilere ayıp olacak. Bunlar birbirlerini, denizde değil, tarlada bulmuş. Hasılatı toplayıp, bas bas paraları Leyla'ya.. Leyla'lar beni affetsin, ancak vaziyet bu. Teknenin girişini kitlemiş, açamadılar bile. En son ; kırma planları yapıyorlardı. Dayanamadım, kamarama çekildim.
Hayır; dua etsinler ailem ve/veya dostlarımla birlikte değildim. Bizim
ekip, genç. Hadi, sineye çektik. Aksini düşünemiyorum bile.
Tekne kiralık. Kiralayan firma sahibi sevdiğim bir dostum. Sahibini rahatsız etmek yerine, firmanın teknik müdürüne konu hakkında bilgi verdim. Gereğini yapacaklarımdan şüphem yok. Sırada, Söğüt iskelenin işletmecisi var. En kısa zamanda, bu tatsız olay hakkında, kendisi ile istişarede bulunacağım. Olay esnasında, iskelede boş yer yoktu, diyebilirim. Bu tarlacı zihniyete; sadece biz değil, bir çok tekne de şahit oldu.
Baş pervane gümlemeden önceki son resim aşağıdadır.
Ertesi gün, Efe ile birlikte demir aldık. Dediğim gibi şu an Dirsek koyundayız. Hava bulutlanmaya başladı. İki, üç saate demir alarak Selimiye'ye gitmeyi düşünüyoruz. Geceyi ise, Selimiye'de alargada geçireceğiz.
Beklerim.