Geçen hafta sonu; Bozburun yarım adasını, ailece keşfe çıktık. Oldukça keyifli anlar geçirdik. Ancak seyrimizi kısa kesmek zorunda kaldığımız talihsiz bir olay yaşadık.

Perşembe akşamı lojistik açıdan bütünlememizi yaparak, tekneye yerleştik. Cuma günü saat sabah 10:00 sularında marinadan ayrıldık. Yaklaşık bir haftadır uğrayamadığım kalamarımı ziyaret etmek için malum koya demir attım. Kalamarımın can emniyeti için koyun mevkisini paylaşmıyorum. Koy oldukça küçük ve yüksek tepeler ile çevrili. Kuzey batılı sert rüzgarlar ve dip tabiatı nedeni ile demir tutturamadım. Şöyle bir bakındık. Demir sesi ile tekneye gelen kalamar o gün yoktu. Belki de bir kaç dalgıç gelip, aldı. Bilemiyorum. Tekne demir taramaya başlayınca, demirimizi vira ettik ve Kumlubük mevkine intikal ettik.

Kumlubük, adı üzerinde, bayağı kumlu. Demir güzel tutuyor. Yaklaşık dört metreye demirimizi mayna ettik. Çocuklar, akvaryum tabir edilen bir koyda denize girdi. Pamir Ege, arkadaşı ile birlikte bütün gün botu kullandı. Bir ara misafirimiz de vardı. Yolunu şaşırmış bir caretta su üzerinde beliriverdi. Motoru kapattırdım. Çocuklar botla yaklaşmaya çalışınca bir daha su yüzüne çıkmadı.

Kahvaltımızı yaparken, Nerissam teknesinin iskele tarafımıza demirlemekte olduğunu gördüm. Demir atıp, yerlerine yerleştiklerini izledikten sonra, bot ile ziyaret ettim. Hakkı ağabey ve eşi, olağan bir şekilde, 2017 gezisine başlamış. Hakkı Ağabey'i en son beş yıl önce Foça'da görmüştüm. Hasret giderdik. Ada boğazında bir demir yeri tavsiye etti. Notumu aldım. Onlara iyi seyirler dileyerek, Nerissam'dan ayrıldım.

Bilahare, geceyi geçirmek için Çiftlik koyuna intikal ettik. Çiflik koyu'da kuzeyli havalara kapalı. Güneyli havalarda ise bayağı soluğan alıyor. İçeride, derme, çatma bir çok ruhsatsız iskele var. İskelelerden birine (koya girişte

iskele taraftan ikinci iskele) aborda olduk.

Akşam yemeğini iskeleyi işleten restoranda yedik. Geceyi burada geçirdik. Ben havuzlukta yattım. Oldukça keyifli idi. Ertesi sabah saat 10:00'da Çiftlik'ten ayrıldık.

Plana göre geceyi Bozukkale koyunda geçirecek idik. Ben ise, bir an önce Bozburun yarım adasını dönerek, Dirsek koyunda çıma tutmak istiyordum. Bir yandan da Hakkı ağabey'in ada boğazını görmek istiyordum. Bu vesile ile seyri biraz daha uzatarak Ada boğazına gitme kararı verdim. Yaklaşık üç saatlik bir seyir sonrası Ada boğazına ulaştık. Tabi, Nerissam'da oradaydı. Bir demir yeri buldum. yirmi metreye demir attım.

Yirmi metre kaloma ile zincir döşedim. Demir oldukça güzel tuttu. Lakin, kıçtan çıma tutmak için oğlum ve eşim sahile gittiler. Kayaya bağladıkları halatı tekneye getirdiler. Zincire on metre kaloma daha vererek, kıçtan çıma tuttuk. Bu işlem sırasında eşimin ayağı kaymış ve kayalardan biri, bacağını kesmiş. İlk müdahaleyi teknede yaptım. Lakin, kesi oldukça büyük ve derin idi. Yaklaşık bir saat süren ikna çabalarından sonra eşim hastane teklifini kabul etti.

Bozburun'a 1 mil mesafede idik. Bot ile yaklaşık yirmi dakikada bir sağlık ocağı bulabilirdik. Kesinin büyük olması endişe verici idi. Bu sebep ile; ikinci kaptanım Emir'le, saat 19:00'da Orhaniye'de randevu tesis ettik. Emir araç ile gelecek ve bizi hastaneye götürecek idi.

Sahile yüzdüm ve halatı çözdüm. Tekneye dönüp, demir aldım. Direk Orhaniye'ye intikal ettim. Saat 19:00 gibi Orhaniye'de Cennet Marine Restoran iskelesine yanaştım. Eşim ile Annesini, Emir ile birlikte gönderdim. Çocuklar ile birlikte Orhaniye'de kaldım. Saat 20:00'da, eşimin bacağına on dikiş atıldığını öğrenim.

Akşamı, çocuklar ile birlikte Orhaniye'de geçirdik. Cennet Marine oldukça butik bir restoran. Aynı zamanda 19 adet otel odası ve yüzme havuzu da mevcut. Geçen sene bu işletmeyi devralmak için girişimlerim olmuştu. Ancak eski işleten, oldukça yüklü bir para istemiş, bu dileğim gerçekleşmemişti. İşletme ise, yeni el değiştirmiş. Offshore Sailing firmasının sahibi Atilla ağabey, işletmeyi devralmış. Sakin ve huzurlu bir hayat sürmeye başlamış.

Çocuklar; havuz, restoran ve internet derken bayağı güzel vakit geçirdiler. Akşam üstü ikinci kaptan, taksi ile geldi. Çocukları Marmaris'e gönderdik. Yemeğe oturduk. Yemek sonrası Atilla ağabey'de masamıza misafir oldu. Yatçılık ve Marina sorunsalı ile, elbette tekne ve yelkencilik ile ilgili sohbet ve anı paylaşımlarımız oldu. Geceyi iskele'de geçirdik. Sabah 10:00 sularında tonozu bıraktık. İlk hedef Bencik olacak idi.

Bencik inanılmaz bir koy. Koy içi oldukça derin ancak kıyılar oldukça sığ. Kendimize özel bir koy bulduk. Yaklaşık yirmi metreye çaktık, demiri. Yirmi metre de zincir döşedik. Bota atlayıp, sahile gittim. Emektar bir ağaç marifeti ile çıma tuttuk. Üç veya dört saat kadar bu koyda kaldık. Kahvaltımızı yaptık. Öğleden sonra çıkması muhtemel havayı bekledik. Hava filan yok. Demir aldık. Sırası ile, Koca bahçe, Girneyit ve dirsek koylarını gezdik. Dirsek koyunda, yine akvaryum gibi bir suya demirimizi çaktık. Yüzme molasından sonra, yavaş yavaş beklediğimiz havanın geldiğini gördük. Koyun dışında sanki bir nehir akıyor idi. Bu üç koy'da güneyli havalara kapalı. Dip kum ve derin. Eğer çıma tutacaksanız, fazladan demir döşeyin. Yaklaşık yirmi metreye demirledim ve otuz metre de zincir döşedim.

Buradan demir alarak, koy içerisinde ana yelkeni birinci camadanda bastım. Koy çıkışında da Cenovayı açtım. S/Y Egece gerek yelken alanları, gerekse performansı ile göz dolduruyor. Eğer, tekne üzerinde safranız yok ise, yelken alanını küçülterek gezmeniz gerekiyor. Birinci camadan ve tam açık Cenova ile, orsa seyrinde, 20 knt üzerinde, broşa girebiliyor. Koydan çıkar çıkmaz İnbükü istikametine doğru orsa çektik. Tekne oldukça stabil ve 6.5 knt altına hiç düşmedi. Körfezde yaklaşık iki saat yelken yaptık ve rotamızı Selimiye'ye çevirdik. Yaklaşırken, hava iyice kaldı. Önce Cenovayı topladık. Sonra Ana yelkeni. Bilahare Sardunya restoran önüne demir attık. İskele tıklım tıklım. Alargada bir çok tekne.

Akşam yemeğini alargada yedik. Mikrodalgada sebzeli tavuk, makarna ve salata. Tabi biraz da içecek. Gece ilerleyen saatlerde, gece seyri yapmaya karar verdik. Saat 01:00 gibi botu mataforaya aldık. Demiri vira ederek, Bozukkale koyuna rota çizdik. Bozukkale'ye iki saat kala benim uykum geldi. vardiya planı yaptık. Rotayı Marmaris olarak değiştirdik. Üç saat kadar sonra kalktım ve vardiya değişikliği yaptık. Seyir esnasında Biminiyi de açmıştık. Ay, bütün geceyi aydınlatıyor idi. Batmasına yakın, milyonlarca yıldız ışıl ışıl parlamaktaydı. Gebe kilise mevkinde, hava aydınlanmaya başladı. Kadırga burnunu bordaladığımda ise güneşin doğuşunu izledim.

Bozburun yarım adası içerisinde kalan Hisarönü körfezi, gerek kuzeyli, gerekse güneyli havalarda kaçabileceğiniz bir çok koyu barındırıyor. Deniz ise mükemmel. Körfez içerisinde, genellikle öğleden sonra iyi rüzgar oluyor. Marmaris'ten çıkışlı, minumum üç günlük seyirlerde tercih edilmesinde fayda olan bir seçenek.

#Yachts #Tatil #SetSail #Yelken #Travel